DEVA Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Osman Demirtaş
Hangi Hukuk?
Adaletin olmadığı toplumlarda kanunlar, güçlüyü koruma ve zulmü meşrulaştırma aracı olarak görülürler. Ülkemizin özellikle son dönemlerinde toplumun adalete olan inancı yok deme seviyesine gelmiştir. Adalet teşkilatının en temel kurucu unsurları olan hukukçular arasında dahi adalete olan inanç ne yazık ki çok zayıftır. Bu durumun başlıca sebebi ise hukuk devleti ilkesinden uzaklaşmak, yargıyı üzerinde otoriter bir güç kullanılarak yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını ortadan kaldırmaktır. Devletin meşruiyeti, gücü ve sürekliliği, üzerine kurulu olan adalet temelinin sağlamlığıyla ölçülür. Hukuk devletinin özü, "adalet devleti" dir. Adaletsiz hukuk, yalnızca "yanlış hukuk" değil, her türlü hukuk doğasından yoksunluktur; hukukta zorbalıktır. Hukuk, yönetilenleri olduğu kadar yönetenleri de bağlar. Millet adına iktidarı kullananların ve yönetim mevkiinde olanların hukuk karşısında herhangi bir ayrıcalığı yoktur. Hukuk devleti, üstünlerin ya da güçlülerin değil, hukukun üstün olduğu bir devlettir. Adaletin kestiği parmağın acımayacağını devlet erkanının bizzat kendi eylemleriyle göstermesi gerekir. Tarihte bunun örnekleri çokça mevcut. Rahmetli Erbakan'ın genel başkanı olduğu Refah Partisi'nin kapatılma kararı sonrasında yaptığı konuşma çok manidardır. "Anayasa mahkemesi Türkiye'nin kuruluş itibariyle en yüksek mahkemesidir. Bunun almış olduğu kararlara herkes uyma yükümlülüğü içerisindedir. Hatta bu kararlar adli bakımdan birer vahim hata olsalar dahi bu bir hukuk devletinde hatalı da olsa kararlara itaat edip uyulması gerektiği gerçeğini değiştirmez" diyerek yapmış olduğu sükunetli konuşması hukuk devleti olmanın ne demek olduğunun özeti mahiyetindedir. Mevcut iktidar son zamanlarda Rahmetli Erbakan'ın ismini dillerinden düşürmemekte ve adeta Erbakan'ın mirasına sahip çıkma çabası içerisinde olmaktadırlar. Erbakan'ın mirasına sahip çıkmak isteyenlerin Erbakan'ın dusturlarından ne denli uzak olduğu hepimizin malumudur. 28 Şubat döneminde yaşanan hukuksuzlukların mağduru konumunda olanlar bugün benzer hukuksuzlukların faili konumundadır. Zamanında ezilen konumunda olan, ezilmenin ne demek olduğunu son derece iyi bilen iktidar mensupları ne yazık ki bugün kendinden olmayanı ötekileştirme ve ezme çabası içerinde.Genel başkanımız sayın Ali Babacan'ın da dediği gibi "Geçmişte ezilenler başkalarını ezmeye başladı. Ezilmenin ne demek olduğunu ezilen bilir. Ezilmenin ne olduğunu bilen başkasını ezmez."28 Şubat döneminde hor görülenlerin hayal ettiği ülke böyle bir ülke değil. Tek bir sesin bütün sesleri bastırdığı bir ülke hayal etmedi hiç kimse. Mevcut iktidarın hukuk tanımamazlığı ve yargı mensupları üzerinde kurduğu baskı bütün yargı kararlarını etkiler bir hal almıştır. Yerel mahkemeler dahi Anayasa mahkemesinin kararlarının hilafına kararlar vermektedir.Hukuka olan güvenin azalması insanları hukuk dışı alternatif çözüm yollarına itmekte ve suç oranı gün be gün artmaktadır. Ülkemizde yaşanan toplumsal huzursuzluğun ve ekonomik krizin temelinde hukuk sistemimizin güvenilirlikten ve öngürülebilirlikten uzak istikrarsız yapısının yattığı da bir gerçektir. Deva Partisinin temel ilkeleri de işte bu sorunların somut çözümlerini içermektedir. Hakim ve savcıların mesleğe atanmalarında, kamu hizmetlerine girmede eşitlik ilkesine uygun, objektif kriterlere dayalı ve her türden kayırmaya kapalı bir sistem amaç edilmiştir. Hakimlerin herhangi bir endişe duymadan görevlerini yürütebilmeleri ve hakkaniyetli bir karara varabilmeleri için, görev yaptıkları bölge için öngörülen süre dolmadan görev yerlerinin değiştirilmesinin mümkün olmaktan çıkarılması. En önemlisi de bütün hakimler için coğrafi (kürsü) teminatının getirilmesidir. Bugün verdiği bir karardan dolayı ertesi gün ülkenin bir diğer ucuna sürülme korkusu yaşayan hakim ve savcıdan sağlıklı kararlar beklemek çok da mümkün değildir. Kanunlarımıza, evrensel hukuk ilkelerine ve vicdana göre kararlar verilebilmesinin tek yolu yargı mensuplarına gerekli teminatın kanuni düzenlemelerle verilmesi ve yargıya telefon açarak talimat verilmesine son verilmesidir. Hakimlerimizin hükmü verirken gözlerini kaçırmadığı bir ülkede buluşma temennisiyle..
DUYURU: “Adaletsiz hukuk, yalnızca "yanlış hukuk" değil, her türlü hukuk doğasından yoksunluktur; hukukta zorbalıktır.”