Ahmet Elden: "Kimse Konya’yı Cebinde Görmesin!"

DEVA Partisi Konya İl Sekreteri Ahmet Elden'in yazısı şu şekilde:

Kimse Konya’yı Cebinde Görmesin!

Konya; kadim bir şehir,

Konya: bir başkent ve Konya; Türkiye siyasetine yön veren bir merkez.

Siyasi tarihimiz kırılma, değişim ve kriz dönemlerinde Konya’nın başrolünün ve etkinliğinin şahididir.

Sadece coğrafi olarak değil toplumsal ve siyasi bakımdan değişimin merkezinde olan bir şehirde yaşıyoruz.

Mevlana’ nın hoşgörü iklimi, Selçuklunun sadece başkenti olmayıp bilim ve kültürün merkezi olması bu şehrin tarihi boyunca Konya’nın, Konyalının kaderinde etkili olmuştur.

Osmanlının izlerini de üzerine ekleyip Konya’ya baktığımızda Türkiye’yi görürüz.

Son dönemde Konya gerek toplumsal ve tarihi birikimi gerekse siyasete etkisi kadar siyasetin merkezinde olmayışının-olamayışının Konya’ya ağır bir bedeli ile karşı karşıyadır.

Ancak silkelenip yenilenmenin merkezi tekrar Konya olacaktır.

Şehirler devletlerin mikro görünümüdür.

Konya bu mikro görünümü aşan bir etkiye sahiptir.

Demokrasimizi güçlendirme, Türkiye’mizi insan haklarına saygılı, adalet bilinci gelişmiş, daha huzurlu ve daha gelişmiş bir ülke yapma idealinin merkezinde yine Konya olacaktır.

Ekonomiden gençlik politikalarına, yerel yönetimlerden kültür hayatına, kentleşmeden kadın politikalarına her alanda yenilenmenin ve gelişmenin bu şehirden başlayacağına inancımız sonsuz.

Geçtiğimiz Cuma günü İl Kongremiz için şehrimizde misafir ettiğimiz Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan’ın kongre konuşmasında da dediği gibi; “Konya halkının artık hayal satılmasına ihtiyacı yok. Kimse Konya’yı da cebinde görmesin’’ diyoruz ve bundan sonraki çalışmalarımızı da bu minvalde yürüteceğimizin herkes tarafından bilinmesini istiyoruz.

Konya’da yaşamanın Konyalı olmanın ayrıcalığının farkında ve bilincindeyiz.

Ne diyordu Mevlana:

“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,

Her gün bir yere konmak ne güzel

Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,

Dünle beraber gitti cancağızım

Ne kadar söz varsa düne ait

Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”